İşyeri Kapatma Kararları ve İptali Kulaçoğlu Hukuk Bürosu
Elektronik ortamda yapılan işlemlerin tespit ve tevsikinde, Genel Müdürlüğün kayıtları esas alınır. Yabancı dernek ve yabancı vakıflar için yukarıdaki esaslara uyulur. Yabancı dernek ve yabancı vakıfların Türkiye’deki şube ve temsilciliklerinin kütük numaralarının başına, yukarıdaki esaslara ek olarak ait bulunduğu ülkenin uluslararası trafik kodu konur. Yeni il kurulması halinde, alacağı isim ve trafik numarası ne olursa olsun, kütük numarası takip eden sayılarla ifade edilir. D) Yabancı dernek ve yabancı vakıfların Türkiye’deki şube ve temsilcilikleri ayrı bir kütüğe kaydedilir. M) Sandığın dağıtılmasına karar verilmesi durumunda, mal varlığının tasfiye esasları\. Gerçek zamanlı bahis oranlarıyla canlı Bahsegel uygulama indir yapın, anlık kazançlar elde edin. https://Bahsegelgiris.pro/\. Ayrıca, konusu suç teşkil eden fiillerin işlenmesi durumunda, soruşturma evrakı derhal Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilir. F) Lokalin konferans, seminer, yemek, nişan, düğün ve benzeri toplantılar için dernek üyelerine tahsis edilme şekil ve şartları. Dernek adlarında; Türk, Türkiye, Milli, Cumhuriyet, Atatürk, Mustafa Kemal, Şehit, Gazi kelimeleri ile bunların baş ve sonlarına getirilen eklerle oluşturulan kelimeler, ilgili bakanlıkların görüşü alınmak suretiyle Bakanlığın izni ile kullanılabilir. E) Sahip olduğu mal varlığının ve yıllık gelirinin tüzüğünde belirtilen amacı gerçekleştirecek düzeyde olması gerekir. Alındı Belgesi Ciltleri Takip Defteri elektronik ortamda tutulur. Bilanço esasına göre defter tutan derneklerin yıl sonlarında (31 aralık), Hazine ve Maliye Bakanlığınca yayımlanan Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliğlerini esas alarak bilanço ve gelir tablosunu düzenlemeleri yeterlidir.
- (1) Televizyon ve radyo yayın hizmetlerinde reklamlar ile tele-alışveriş, sesli ve/veya görüntülü bir uyarıyla açıkça fark edilebilecek ve program hizmetinin diğer unsurlarından kolaylıkla ayırt edilebilecek biçimde düzenlenir.
- Gelişmiş Sorumluluk Sigortası yalnızca, TNT’nin bir Gönderinin zorunlu olarak tabi olduğu ulusal taşımacılık yasaları veya Konvansiyonlar uyarınca sorumlu olması halinde geçerlidir.
- Üst Kurulun malları Devlet malı hükmündedir, haczedilemez.
- Sıhhi müesseseler koku, zararlı atık, gürültü gibi etkiler ile çevresindekilere zarar vermeyen işyerlerini ifade eder.
Maddesindeki disiplin cezalarını kasteddiğini söylemek zordur[576]. Bu düzenlemeler esas alınarak hazırlanan Yönetmelik ile yüksek disiplin kurulu ve disiplin kurullarının kuruluş, üyelerinin görev süresi, görüşme ve karar usulü ile hangi memurlar hakkında karar verebilecekleri belirlenmiştir. Maddesinde, MSB’lığında yüksek disiplin kurulu, MSB’lığı, Genelkurmay Başkanlığı ve Kuvvet Komutanlıklarında birer disiplin kurulu kurulacağı; 4. Maddesinde, yüksek disiplin kurulunun kimlerden oluşacağı[304]; 21. Maddede, haklarında aylıktan kesme veya daha ağır disiplin cezası uygulanmış olanların, bu cezaları 657 SK’nun 133. Maddesinde belirtildiği şekilde sicillerinden silinmiş olsa bile kurullarda görevlendirilemeyecekleri[305]; 22.
(2) Bu Kanun yürürlüğe girdiği tarihte Üst Kurul üyesi olanların üyelikleri, üyelerin üçte birinin iki yılda bir yenilenmesi saklı kalmak kaydıyla, görev sürelerinin sonuna kadar devam eder. (2) Üst Kurul, gerektiği takdirde her yıl için yapacağı işlerin programını hazırlayarak Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı bütçesinden bu işler için ayrılmasını talep ettikleri ödenek tutarını Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına sunar. E) Gerektiğinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı bütçesinden alınacak Hazine yardımı. (6) İhtiyaç duyulması hâlinde, görüşlerinden yararlanmak üzere ilgili kişiler Üst Kurul toplantısına davet edilebilir. Ancak Üst Kurul kararları toplantıya dışarıdan katılanların yanında alınamaz. (2) Başkanın çağrısı veya üç üyenin birlikte talep etmesi hâlinde Üst Kurul olağanüstü toplantıya çağrılabilir.
Maddesi karşısında tam yargı davası açılabileceğine ve beraat yönündeki yargı kararında keyfi hakaret ettiği anlaşılan HSYK’nun cezaî işleminden doğan manevi zararın tazmininin gerektiğine karar vermiştir[811]. AYİM iç hukuktaki düzenlemeler göre yaptığı değerlendirmesinde ; “1982 Anayasasının Suç ve Cezalara İlişkin Esaslar başlıklı 38 inci maddesinin onuncu fıkrasında “…İdare, kişi hürriyetinin kısıtlanması sonucunu doğuran bir müeyyide uygulayamaz. Bu meyanda, müfettiş/muhakkik/idari soruşturma raporları, hazırlık işlemi mahiyetinde olup kesin ve yürütülmesi zorunlu bir işlem olmadıklarından idari davaya konu edilmeleri mümkün değildir[793]. Doğrudan disiplin cezası olarak tesis edilen uyarı işlemlerini, yukarıda açıklanan ikili tasnifin, özellikle ikinci kategorisine dahil ceza tehdidi ve/veya ceza amaçlı ikaz/tenkit/ihtar yazılarından ayırmaktaki güçlük, ilk gruptaki uyarı cezalarının manevi yaptırım sonucuna sahip olması gibi ikinci grubun da manevi etki doğurmasıdır. Ancak her hukuka aykırı işlemin muhatabı üzerinde manevi etkiye yol açacağı göz önünde bulundurulursa, disiplin cezası olarak tesis edilmeyen tenkit/ikaz yazılarının, Kanunda manevi yaptırım olarak öngörülmekle resen ve her zaman disiplin cezası olarak hukuki sonuç doğuran uyarı/uyarma cezasından farkı anlaşılacaktır. Aşağıda açıklanacak olan hata gösterme, tenkit ve muaheze türünden ikaz ve ihtar işlemlerinin ceza sayılmayacağına ilişkin hüküm de dikkate alındığında, her uyarıcı işlemin, yaptırım tehdidi taşısa bile disiplin cezası sayılan uyarı/uyarma işlemi kabul edilmeyeceği ortaya çıkmaktadır.
Maddesini ve AİHS hükümlerini hiç tartışmadan, disiplin cezalarının yargı denetimine kapalı olduğu gerekçesiyle davaları reddetmiştir. 5982 sayılı “Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun”un 13. Maddesinin üçüncü fıkrasında değişiklik yapılarak “disiplin cezaları yargı denetimi dışında bırakılamaz” düzenlemesi getirilmesine rağmen, 129. Maddenin dördüncü fıkrasındaki “Silahlı Kuvvetler mensupları ile hakimler ve savcılar hakkındaki hükümler saklıdır” hükmünde değişiklik yapılmamıştır. Mevcut durum itibariyle devlet memurlarına verilen uyarma ve kınama cezalarına karşı da yargı yolu açılırken, asker kişiler ile hakim ve savcılara verilen disiplin cezalarına karşı yargı yolunun kapalı kalmasına devam edilebilecektir. Bu durumun ise hukuk devleti ilkesine aykırı olduğu konusunda bir tereddüt bulunmamaktadır. Disiplin cezalarının amacı kamu hizmetinin gereği gibi yürütülmesini dağlamak olmakla birlikte, uygulamada bu amacın dışına çıkılarak şahsi husumetlerle disiplin cezaları verildiği, disiplin cezalarının bir tehdit aracı olarak kullanıldığı bir gerçektir.
Fıkrasında; “Bir disiplin cezasından dolayı şikâyet, ceza verilen asker kişi tarafından veya kendisinin üstleri tarafından doğrudan doğruya yapılır” şeklinde düzenleme bulunmaktadır. Dolayısıyla AsCK, disiplin cezalarına karşı idari başvuru yolunu kullanma hakkını sadece kendisine ceza verilen kişiye tanımamış, ceza verilen kişinin üstlerine de tanımıştır. Böylece kendisine disiplin cezası verilen kişinin, amirini şikâyet etmekten çekinip idari başvuru yolunu kullanmaması durumlarında, bu kişinin mağduriyeti önlenebilmektedir[427]. Alt ceza uygulamasına, ancak disiplin cezasını verecek makam karar verebilir[395]. Örneğin kademe ilerlemesinin durdurulması cezası disiplin kurulunca verilecek bir ceza olduğundan bir alt ceza uygulamasına ilişkin değerlendirme ve karar verme yetkisi yine aynı kurulundur[396]. Bu nedenle disiplin kurulu karar vermeden disiplin amirinin doğrudan alt ceza uygulaması yaparak aylıktan kesme cezası vermesi veya disiplin kurulu kademe ilerlemesinin durdurulması cezası verdikten sonra disiplin amirinin alt ceza uygulaması yaparak aylıktan kesme cezası vermesi mümkün değildir[397]. Görüldüğü gibi disiplin kurullarının karar verme yetkileri belirli sürelere bağlanmıştır. Acaba bu sürelere uyulmamasının hukuki sonucu ne olacaktır? Kurulların inceleme, görüş bildirme ve karar vermeleri için konulmuş olan süreler, işin sürüncemede kalıp memurun tedirgin edilmemesine yönelik olduklarından bu sürelere içinde karar verilmemiş olması kararları hukuka aykırı hale getirmez[383]. Disiplin cezalarının verilmesinde disiplin kurulları açısından bağlı yetki doğuran ve cezalandırma yetkisini sınırlayan süreler zamanaşımı süreleridir.
Böylece fiilin az vahim hali askeri kabahat niteliğini korumaktadır. Tahrikçinin amacı, asker kişiye, maddede sayılan askeri suçları işletmektir. İlk suç kışkırtıcılık fiili, ikinci suç ise kışkırtma etkisiyle işlenen emre itaatsizlik, mukavemet veya üste fiili taarruz fiilleridir. Eğer ikinci fail, tahrike kapılarak söz konusu suçları işlemeye teşebbüs etmişse, tahrikçinin fiili askeri cürüm olacaktır[51]. Disiplin suçlarının belirlenmesi konusunda mevzuatımızda bir yeknesaklık bulunmamaktadır. Bazı mevzuat hükümlerinde yer alan ve kıyas yoluyla yeni disiplin suçu yaratılmasına imkân tanıyan torba suç kurallarıyla, hem farklı uygulamalara yol açılmış, hem de güvencesiz bir durum ortaya çıkarılmıştır[35]. Bu durumun sakıncalarına ve kanunilik ilkesi açısından değerlendirilmesine İkinci Bölümde geniş olarak yer verilecektir. Genel anlamda suç oluşturmayan bazı davranışlar, ceza hukukunda uygulanan yaptırımlara benzer bir yaptırımla karşılaşırlar. Ancak bu yaptırımlar kişi bakımından adli cezaların sonuçlarını doğurmaz.